24 Şubat 2015 Salı

Altmış bin baloncuk

Merhaba,

Bugün itibariyle altmış
Hepinize teşekkürler..
bin "tıkı" geride bırakmışız hep birlikte. 


Bu blogu, annemin yokluğuna alışabilmek, onun öğrettiği gibi bildiklerimi paylaşmak ve başkalarının da bunlardan faydalanmasına aracı olmak için açtım.

Ne mutlu bana ki annem sizlerin sayesinde hala aramızda..

Bir insan anıldığı müddetçe yaşar... O yüzden bir bebek doğduğunda "adıyla yaşasın" diye dilekte bulunulur.

Annem de sizlerle birlikte yaşamaya devam ediyor..

Sağ olun.. Var olun..

Annesinin kızı, Oğlunun annesi

16 Şubat 2015 Pazartesi

Corto Turco'nun Seyahatleri

Çok yakın bir dostum yaptığı geziler ile ilgili harika bir seyahatname blogu oluşturdu. http://sinanbali.blogspot.com/

Corto Turco'nun Seyahatleri
http://sinanbali.blogspot.com/
Bugün oğlum öğlen uykusundayken tekrar bazı yazılarını okudum. O kadar detaylı ve güzel yazıyor ki hayran kalmamak elde değil. Modern zaman seyyahı demek az bile olur.

Fırsatınız olduğunda bir göz atın derim. Dünyamızı, diğer coğrafyaları ve bizden aslında hiçbir farkı olmayan hayat gailesi peşinde koşturan diğer insanları tanımak farklı bir nefes getirebilir hayatınıza hiç ummadığınız şekilde..

Sevgiyle,


20 Ocak 2015 Salı

Bal ve Fındığın Enerjik Dansı

Merhaba,

Koskoca bir seneyi ardımızda bıraktık. Düştük ama yine ayağa kalktık, zorluklarla sınandık ve bir çoğunu atlattık, nefes aldık, güldük ve 365 günü tamamlamayı başardık.. İşte bu yeni yıla girerken kutladığımız asıl şeydir. Yeni yılı henüz tanımıyoruz. Ama eskisinin hakkından geldik.. Bunun da üstesinden gelip dolu dolu yaşamayı hedefleyelim hep birlikte.

Yeni yılınız mutlu geçsin... Uzun zaman sonra size bu soğuk mu soğuk kış günlerinde (23 Ocak'tan itibaren ülkemizi yeni bir soğuk hava dalgası saracak diyor meteoroloji. Amman dikkat!)  insanın ısıtıp enerjisini artıracak bir tarif vermek istiyorum.

Çocukluğumuzdaki kışları unutalı çok oldu. Şimdi kış ayında hava soğudu mu sudan çıkmış balık gibi şaşırıp kalıyoruz. Oysaki ben okulların iki hafta kapalı kaldığı Istanbul kışlarını dün gibi hatırlıyorum. Yolların tıkandığı Acıbadem mahallesine erişimin kapandığı yıllar.. Çamlıca'dan kurt indiğini görmedim hiç ama kara bata çıka yürürken bahçeye düşüp belime kadar kara saplandığımı biliyorum...

Bizim evimiz iyi ısınmadığı için o kış tatilinde annem bizleri alıp anneannemlere götürdü. Salonda kalorifere ek olarak katalitik sobası yaktıklarını ve o günlerdeki sohbetin tadının hiç bir şeyde olmadığını hatırlıyorum.


Gene böyle bahsettiğim gibi ayaz mı ayaz bir kış günü, rahmetli dedem enerji bombası bir bal fındık karışımı hazırlamıştı. Çok basit bir tarif: Bolca fındığı havanda toz oluncaya kadar dövüp (şimdi robotla çok kolay) aldığı kadar bal ile iyice karıştırıyorsunuz. Hepsi bu.. Dünyadaki en güzel tatlardan biri...

Sabah kahvaltıda bir dilim ekmeğin üzerine sürüp yerseniz enerjiniz Duracell pil reklamındaki sevimli oyuncaklarınki gibi tüm gün devam edecek göreceksiniz. Üşümeye titremeye son.. İnsan  bu kadar enerjikken üşüyebilir mi?

Amman sakın bizim küçükken kız kardeşimle yaptığımız gibi haylazlık yapıp gizliden kaseyi silip süpürmeyin... Yoksa ufak çaplı bir enerji patlaması yaşayıp tarumar olabilirsiniz :)

Sevgiyle,