17 Kasım 2011 Perşembe

Ekmek Kadayıfı'nın Püf Noktaları!! Enfes!!

Aralık ayı yaklaşıyor.. Tanıdık bildik bir huzursuzluk sardı gene her yeri.. Tek farkı bu yoğun yaşanmışlığın giderek hayatın bir parçası haline gelmesi.. Ahbap.. Dost bir nevi.. Bir tuhaf acı.. Anlaşılamaz bir şefkat.. Ve özlem... Okyanus büyüklüğünde... "Ölüm Allah'ın emri.. Ayrılık olmasaydı.."

Eminim hepimizin o ve ya bu şekilde benzer dönemleri oluyor.. Bana ve kız kardeşime has bir sarmal değil bu elbette.. Dünya dönmeye başlayalı beri var olsa gerek.. Zaten özlemi çekilir kılan da bu..

Ama annem bize öğrettiği tüm o teorik ve pratik bilgilerde yaşıyor. Bir insan için daha büyük bir hazine düşünebiliyor musunuz? :)

Annemin renkleri..
Çok ufaklığımdan hatırladığım sahnelerden biri dedemin annesinin anneme ekmek kadayıfı yapmayı öğretişidir.. Her nasılsa, asırlık bir çınar olan ninemin annemle birlikte ekmek kadayıfı yapışları hafızama kazınmış.. Annemi bir çok kez bu enfes tatlıyı evde yaparken izledim. O yavaşça ve ihtimamla kadayıfı hazırlarken, ben de yanıbaşına bir tabureye tüneyip onu seyretmeyi ve onunla sohbet etmeyi o kadar severdim ki tarifi aklımda kalıcı bir yer etmiş :)

Biliyorum! Hazırı var! Hem de çok kolay.. Tatlıcıya gidip, veriyorsunuz kredi kartını.. Tak! Alıp paketi eve geliyorsunuz.. Alâ!!!

Ama şerbet için kullanılan glikoz şurubu o kadar yoğun ki daha ikinci çatalda kesiliyorsunuz! Boğazınız, mideniz isyan ediveriyor.. Aldığınıza bin pişman oluyorsunuz! Haksız mıyım?

Oysa ki güzel bir (şekersiz) çay ile evde yapılmış ekmek kadayıfının tadı nasıl çıkar hatırlıyor musunuz?

Haydi hatırlayalım:))

Malum ekmek kadayıfının kendisi sert ve çok (ama çoook) kurudur. Bu yüzden aldığınız ekmek kadayıfını pakedinden çıkarıp yuvarlak bir tepsiye koyuyoruz. Hafif ateşte biraz su ile pişiyoruz. Buradaki amacımız ekmeği yumuşatıp, nemlendirmek. Çok fazla su koyacak olursak şerbeti emecek bir ekmeğimiz olmaz.
Kaymaklı Ekmek Kadayıfı
Unutmamamız gereken önemli ipucu: Dönemsel olarak tepsinin içindeki suyu kaşıkla alıp kadayıfın üzerine dökecek olursak kenarların pörsüyüp ortasının kuru ve sert kalmasını da önlemiş oluruz.

Kadayıfın genişlemeye başladığını gördüğümüzde elimizle üzerine hafifçe basarak yumuşayıp yumuşamadığını kontrol ediyoruz. (Aklınızda olsun: kadayıfın sertliğini kırmak istiyoruz ki süngersi dokusu ortaya çıksın..)

Bir taraftan da dört bardak su ile dört bardak şekeri bir tencerede karıştırarak şerbetimizi hazırlıyoruz. Pişirdiğimiz şerbeti ılınması için kenara alıyoruz.

Yumuşayan kadayıfı -tepside su kaldıysa suyunu süzerek- ateşten alıp tezgahın üzerine serdiğimiz büyük ve temiz bir bezin üstüne koyuyoruz. Kadayıfı bezle sarıp, üzerine hafifçe bastırarak fazla gelen suyunu emdiriyoruz.
 
Şimdi asıl meşakkatli işimiz başlıyor. Bacakları ve beli ağrıyanlarınız için ocağın başında bir sandalye/tabure bulundurmak birazdan bulunmaz bir nimet olacak
;-D

Fazla suyunu çektirdiğimiz kadayıfı tekrar tepsinin ortasına yerleştiriyoruz. Tepsiyi de hafif ateşte yaktığımız en büyük göz ocağın üzerine ortalıyoruz. Fırın eldivenimiz hemen yanı başımızda duruyor.

Ilınan şerbetimizden kepçeyle alıp kadayıfın üzerinde gezdiriyoruz. Tüm kadayıfı iyice ıslatıyoruz. Şerbeti ekmeğe yavaşça yedirmek çok ama çok önemli. Aksi takdirde ekmek hamurlaşır. Tüm malzemeler çöp olur.. Yani.. Amman dikkat!! (Kadayıfınızın yeterince şerbet çektiğini düşünüyorsanız yeni şerbet eklemeyi kesip tepsi içindeki ile devam edin. Ekmeklerin büyüklüğü ve farklı sertlikte olmaları şerbet emilme miktarını değiştirebiliyor.)

İyice ısınan şerbeti bir yemek kaşığı yardımıyla kadayıfının üzerinde gezdiyoruz. Bu arada her 5 dakikada bir tepsiyi ocağın üzerinde saat yönünde hafifçe çeviriyoruz.
 
Tepsiyi çevirmemizdeki ana sebep, ateşin tepsinin her yerine eşit dağılmasını ve şerbetin kadayıfa eşit emilimini sağlamak. Malum evlerimizdeki modern ocaklar tepside yemek pişirecek kadar büyük değiller. (Birden eski elektrikli ocağımızı özledim.. Muhtemelen onun üzerinde çok daha rahat yapabilirdim ekmek kadayıfını. Ey siz elektrikli ocak sahipleri, ocağınızın kıymetini biliniz!!)

Tüm kadayıf şerbeti iyice emip, ekmeğin üzerinde tatlı pırıltılar görmeye başlayıncaya dek bu işlemi tekrar ediyoruz. Meşakkatli olma sebebi de işte bu görünümü elde etmeye çalışma kısmı. 2 saate yakın bir süreyi gözden çıkarmanız lazım.. Ama nihayetinde yiyeceğiniz ekmek kadayıfı için değer.. İlk çatalı ağzınıza aldığınızda bana hak vereceksiniz:)

Evet, ekmeğimiz altın sarısına benzer bir ışıltı ile parıldamaya başladı. Ocağımızı altını kapatıp dinlenmeye bırakıyoruz kendisini.

Servis yaparken de üzerine taze kaymak ilave edip afiyetle, ayıla bayıla, keyifle yiyoruz.

Kaymak tüm marketlerde satılıyor ama hazır ve katkı maddesiyle ömrü uzatılmış olanlarından kullanmak yerine çarşıya inip taze günlük kaymak alıp onunla servis ederseniz hem daha hafif, hem daha sağlıklı, hem de daha leziz bir iş yapmış olursunuz ;-)
crumpet pideler
Türkiye'de ikamet edenlerimiz için ekmeği almak çok kolay. Hemen hemen her büyük markette satılıyor. Ama yurtdışında yaşayanlarımız için bu mümkün değil. O yüzden ekmek hamurunun nasıl yapıldığına dair ufak bir araştırma yaptım.. Ama evde denemediğim için sizlere kesin birşey söylemem mümkün değil.

Rusticfood.blogspot.com yazarı Betül hanım ekmek kadayıfı gibi mayalı hamurdan yapılan crumpets adında bir cins pide ile denemiş İngiltere'de. Ve oldukça da başarılı olmuş. Tarif ve yazısını http://rusticfood.blogspot.com/2007/01/ekmek-kadayifi-from-crumpets_31.html adresinde okuyabilirsiniz.

"Bizim bulunduğumuz ülkede crumpets bile yok ki.." diyenleriniz için crumpets tarifi http://www.bbc.co.uk/food/recipes/homemadecrumpets_70053 sayfada..

Afiyet olsun:)

Sevgiyle kalın..
Annesinin Kızı